- karıncalanmak
- "to swarm; to prickle, to have pins and needles"
İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.
İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.
karıncalanmak — nsz 1) Bir yere, bir şey üzerine karınca üşüşmek 2) Vücudun bir yerindeki uyuşukluktan sonra, kan dolaşımının başlamasıyla o yerde karıncalar dolaşır gibi bir izlenim uyanmak Adamcağızın ara sıra ayakları karıncalandıkça dolaşacak bir yeri bile… … Çağatay Osmanlı Sözlük
beyni karıncalanmak — zihin yorgunluğundan düşünemez olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
beyin — is., yni, anat. 1) Kafatasının üst bölümünde beyin zarı ile örtülü, iki yarım yuvar biçiminde sinir kütlesinden oluşan, duyum ve bilinç merkezlerinin bulunduğu organ, dimağ 2) Muhakeme, usa vurma 3) mec. Bir şeyi yönetmede önemli görevi olan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
karıncalanma — is. Karıncalanmak işi Bütün vücudunda hatta kemiklerinin ve karnının içinde garip bir titreme, karıncalanma, buruk bir ürperme var. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
emrişmek — uyuz vb şeylerden dolayı kaşınmak, deri karıncalanmak I, 236, 463 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini